28 Haziran 2013 Cuma

Tatil zamanı

Çok yorulduk, çok yıprandık...
 

Biraz enerji depolayıp, biraz da huzur bulup gelelim:)

24 Haziran 2013 Pazartesi

Son günlere dair

Aslında o kadar çok şey var ki söylemek istediğim, yazmak istediğim, paylaşmak istediğim. Yaklaşık 3 haftadır ülkemizde yaşananlar beni çok üzdü, kırdı, yıprattı, yordu ama bir o kadar da ümitlendirdi. Meğer ne çok insanmışız özgür, laik, demokratik, Atatürk ilke ve inkilâplarına bağlı bir ülkede yaşamak isteyen. Bunun için direnen, haklarını savunan ama ne yazık ki bunun için gaz yiyen, üzerine su sıkılan ne çok insanmışız. Durmanın bile kabahat olduğu, hatta elinde sadece karanfiller olanlara bile müdahale edilen bir ülkede yaşayan, ne çok insanmışız.



Son 2-3 postuma yapılan yorumlardan da bunu çok net anladım. Sadece 1-2 tane yorum dışında, bunlarda "yayınlamazsınız herhalde" diyen veya adını bile vermek istemeyenlerden gelen yorumlardı. İşte budur aslında demokrasi, herkesin söz sahibi olması, düşüncelerini özgürce paylaşması. Aynı fikirleri paylaşmıyor olabiliriz, ama neden yayınlamayım ki. Bu yorumlarda da sadece 'baş örtüsüyle eğitim haklarının elinden alındığı ve hangi hak hukuktan bahsedildiğiyle  ilgiydi. Tabii ki baş örtüsüne karşı değilim, inancı gereği kapanan insanlara saygım var. Ancak bu bir siyasi emel için kullanılıyorsa işte buna karşıyım. Herkesin inancı kendine. Hepimiz müslümanız, hepimizin hakları ve özgürlükleri var. Ama eğer benim haklarıma, özgürlüklerime karşı çıkılıyorsa da direnirim. Cumhuriyetimizin kurucusu ATAM'a saygısızlık yapılıyorsa, ülkemin toprakları satılıyorsa, aşağılanıyorsam, benim hak ve özgürlüklerim kısıtlanıyorsa, kaç çocuk doğuracağıma, kürtaj yaptırıp yaptıramayacağıma, ben senelerce çalışıp 53 yaşında emekli olurken, milletvekilleri 2 sene vekillik yapıp emekli olabiliyorsa, çocuğum daha anaokulu yaşında ilkokula başlamak zorunda bırakılıyorsa, dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsam, sanatım engelleniyorsa direnirim. Bunun için, hakkımı aramak, sesimi duyurmak için en doğal hakkımı kullanıp eylem yapıyorsam ve bunun karşısında tomalarla su sıkılıyorsa, gaz bombaları atılıyorsa, şiddet kullanılıyorsa, isteklerim görmezden gelinip halâ diktatörlüğe devam ediliyorsa, ülke ikiye bölünmeye çalışılıyorsa daha da çok direnirim.

Ben içimi döktüm biraz. Daha çok yazılacak şey var aslında. Biraz daha fazla okumak (yandaş olsun olmasın tüm görüşleri), olaylara tek taraflı bakmamak ve çokça sağduyulu olmak gerekiyor. Umarım olaylar daha kötüye gitmez ve kısa zamanda huzurlu, demokratik, çağdaş ve insanlara önem verilen, saygı duyulan bir Türkiye'de yaşamak dileğiyle...

Not: Gelen her yorumu, her yayınladığım postta olduğu gibi (katılsam da, katılmasam da) yine yayınlayacağım.  Sonuçta herkes fikrini söyleme özgürlüğüne sahip. 

Sevgi ve barış içinde kalın:))
#direngezi #direntürkiye

Bu bloğa da yapılan haksızlıkları görmek için bakmanızı tavsiye ederim http://emirkulu.blogspot.com/


1 Haziran 2013 Cumartesi

Unutmamak ve unutturmamak için sevgili elfony'dan izin alarak yayınlıyorun bu postu. Bu güzel derleme ve yayınlamama izin verdiğin için teşekkürler.

http://elfony.blogspot.com/2013/06/tarih-bunu-yazacak-diren-gezi-park.html 


 Tarih Bunu Yazacak ! Diren Gezi Parkı

Bu bir yazı değil, derleme çalışmasıdır...

Bir bardak dolar dolar dolar hatta bazen taşma noktasında bile dolmaya devam eder.. Ama öyle bir "son damla" vardır ki.. O bardağı taşırır.. 
Milletimiz dün kuvvetini fark etti.. Bir anda nasıl kuvvetlendiğini, nasıl büyüdüğünü fark etti.. 
Yani evet! Bir ağaç öldü, bir millet uyandı!



Bundan sonrasını ben yazmıyorum.. Sosyal medya bağırıyor.. Tarihe geçmesi için derliyorum! Belki de ileride çocuklarımıza "her şey bir ağacın kesilmesiyle başladı çocuğum" diyeceğiz..

-------------------------------------------


Medya sustu!


Medya sustu ama sosyal medya susmadı..
Halk TV, Ulusal Kanal gibi bir kaç kanal dışında hiçbir kanalda alt yazı dahil hiç bir haber çıkmadı..

Yabancı medya olan biteni gösterirken, Türkiye'de medya sustu..

Dünya medyasına nasıl yansıdı?

*Almanya'nın ZDF Kanalı: "Barbar dediğimiz Türkler doğa için savaşıyor ve Türkler savaşırsa olaylar değişir."
*İtalya Devlet Televizyon RAI 1: "Türkler Taksim'de bu kez kendi devletlerine karşı Çanakkale Geçilmez'i yazıyorlar."
*CNN int muhabiri: "Times Meydanı'nın savaş alanına döndüğünü ve hiç haber yapılmadığını düşünün...(!) işte şu an Türkiye'de bu oluyor."
*Guardian: "Küçük bir parkı korumak için başlayan protesto, baskıcı bir rejime isyanın tohumlarını attı.


Kapılarını kapatanlar da vardı, açanlar da!

GPS bağlantıları kesildi.. Çevre evler ve kafeler internet bağlantılarını halka açtılar.. Olan bitenin ve yardımların sosyal medyada yayılabilmesi için evinden çıkamayanlar ya da uzakta olanlar destek oldular.. 




Eczacılar, Avukatlar, Doktorlar yardıma koştu!
Gönüllü avukatların, doktorların telefonları da hızla yayıldı sosyal medyada..
Gözaltına alınanlar için yol gösterecek yazılar dolaştı, uyarılarda bulunuldu.. 






Sadece İstanbul değil, bütün Türkiye ve Dünya ayağa kalktı!




İstanbul'da olanlar Taksim ve çevresinde büyümeye devam ederken orada olmayanlar da tepkilerini göstermekten geri kalmadılar..





Twitter'da dünya çapında trending topic oldu bütün bu olaylar.. Bütün dünya bunu konuştu, konuşuyor..


Medyanın gerçekleri göstermesine izin vermeyecekler!



Ünlüler de orada!



Mehmet Ali Alabora, Okan Bayülgen, Bergüzar Koral, Halit Ergenç ve daha birçok ünlü ve sanatçı da oradaydı.. Nasuh Mahruki'nin bacağında parçalı kırıklar var, tiyatro sanatçısı Leyla Okay başına atılan biber gazı kapsülü nedeniyle beyin kanaması geçirdi.. 

İnsanlar konuştu...


.
.
.
Her şey daha yeni başlıyor..

Başka neler var neler:))

Related Posts with Thumbnails