30 Nisan 2015 Perşembe

Mis kokulu lavanta keseleri

Hazır bahar gelmişken, yazlıklar kışlıklarla yer değiştirmeye başlamışken mis kokulu lavanta keseleri yaptım:)) Dolaplar, çekmeceler güzel güzel koksun, evin her yeri bahar dolsun:))



Stencil ile desen yaptığım kumaşları tabii ki yine kalp şeklinde kestim ve diktim. İçlerini boncuk elyaf ve lavanta ile doldurdum.


Bi de şu tığ işini becerebilsem:((( Aslında öğrenmek istiyorum, Ama becerebilir miyim bilmiyorum. Öyle iple, tığla, şişle pek aram yok. Belki önümüz kış öğrenmeye çalışırım. Bi de şu cross stitch (çarpı işi) var aklımda. Umarım bir gün bu sayfalar da onları da görürüz:)) 



Ben yapamasam da sağ olsun Nurdan annenin elinden pek güzel gelir bu işler. Rica ettim kalplerin kenarını tığ ile geçiverdi hemen:)) Böyle çok da güzel oldular bence:))


 Gerisi biraz ayrıntı, ufak bir kurdele, bir küçük düğme:)))




 Bakın lavantanın mis kokusu dışında, çayı ve yağının faydalarına;


  • Uykusuzluğa iyi gelir
  • Sakinleştirici özelliği vardır
  • Kaygıyı giderir
  • Stresi azaltır
  • Şişkinliği alır
  • Kolik tedavisinde kullanılır
  • Depresyon belirtilerini hafifletir
  • Migren nedeniyle oluşan baş ağrısına iyi gelir
  • Soğuk algınlığının çabuk geçmesine yardımcı olur
  • Öksürüğü alır
  • Astım belirtilerini hafifletir
  • Solunum yollarını rahatlatır
  • Terlemeyi arttırır
  • Ateş düşürücüdür
  • Ağız kokusunu giderir
  • Kabızlık ve ishale iyi gelir
  • Toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir

Eee bu durumda kim sevmez lavantayı???


Lavanta keseleri çekmece içlerini, elbise dolaplarını mis gibi kokutsun diye https://instagram.com/lolipudan hesabımda:)

28 Nisan 2015 Salı

Bahar geldi:)) hoş geldi:))

Sonunda beklenen bahar geldi. 1-2 gündür hava miss missss:))) Ama gönül isterdi ki şöyle kırlara, bayırlara çıksak, temiz hava, bol oksijen alsak, şu papatyaları kendimiz toplasak...

Neyse buna da şükür, dışarıda bahar varsa, çiçekçiden aldığımız çiçeklerle evde de baharı yaşarız biz:))))




Aslında tam tatil zamanı. Çarşamba, perşembe TEOG sınavı, arkası 1 Mayıs ve hafta sonu tatilini de ekleyince 5 gün mis gibi bir yerlere gidilebilir. Ama ne yazık ki Emre çalıştığı için böyle kaçamaklar yapamıyoruz:((( He he hee ben çalışmıyorum yaa bana hava hoş tabii:)))






Hele şu anda, papatyaların böyle dağ, tepe kokusu vardır ya, buram buram geliyor burnuma. Gözlerimi kapasam kendimi dağlarda, kırlarda hissedebilirim az da olsa:)))) Şehir de bahar ancak böyle hayallerle yaşanıyor napcen... 


21 Nisan 2015 Salı

Yıldızlı bambu servis

Ooooo şaşırtıcı, bu ayın 6. postu:)) Post yazmayı özlemişim. Son zamanlarda bloğum biraz ikinci plana atılmış gibiydi, ya da ben aşırı tembelleştim:(( Neyse eski hızda olmasa da sık sık burada olmaya çalışacağım artık:))

Geçen cumartesi günü bir anda diy'im geldi:)) Bazen ne yapsam ne yapsam diye düşünür, bir şeye karar veremez, boş boş otururum masanın başında. Bazen de bir anda fikir gelir, vazgeçmeden hemen gerçekleştiririm:))) 




Bu bambu servisler de bi anda aklıma düştü. Hemen kaldırdığım yerden çıkardım. Şablon, boya ve fırça zaten bolca mevcut evde. Öyle mi olsun, böyle mi olsun diye düşünmeden, yıldızlı şablonu kullanarak, pat pat pat beyaz yıldızlar yaptım:))



İki tane yapıverdim, bi de verniklersem daha kalıcı olacak. Zira yıkandığında veya silindiğinde boyadığım yıldızlar çıkıverir.


Yaptığım çok matah bir şeymiş gibi, bir de bol bol fotoğrafını çekmişim. Ama bunlar biraz da makinanın manuel ayarlarıyla çekim yapma çalışmaları:)))




20 Nisan 2015 Pazartesi

Tatlı bir tarif:)

Bahar yine gitti Ankara'dan:((( bugün serin ve kapalı bir hava var. Böyle günlerde bütün enerjim gidiyor. Üşüyorum (ki hiç sevmem üşümeyi), canım hiç bir şey yapmak istemiyor, gergin ve sinirli, hatta mutsuz oluyorum. 

Beni mutlu edecek şeyleri yapmaya zorlasam da bazen olmuyor. Bunalımlı tarafım ağır basıyor. Ama bugün kendimi zorlayıp geçen gün yaptığım ve çok hafif bir tatlı tarifi vereyim istedim.

Adını bilmiyorum bu tatlının ama yapılışı çok kolay ve çok lezzetli ve bir o kadar da hafif bir tatlı.


Malzemeler;
2 paket vanilyalı puding
2,5 bardak portakal suyu
2,5 bardak süt,
fındık
1/2 paket kakaolu eti kare bisküvi






Önce 2,5 bardak portakal suyu ve 1 paket puding pişiriliyor. Piştikten sonra bir kaba soğuması için dökülüyor.

Sonra 2,5 bardak süt ile 1 paket puding pişiriliyor. İçine fındık parçaları ve kakaolu bisküvi kırılıyor. İyice karıştırdıktan sonra, soğumuş olan portakallı pudingin üzerine dökülüyor.



Soğuduktan sonra ters çevirip, servis ediliyor. İşte bu kadar, kolay ve hafif tatlımız hazır:))





Bu sene bahar gelemedi. 'Hah geldi,ne güzel hava günlük güneşlik' derken ertesi gün bahardan eser yok. Mesela dün nasıldı, bugün nasıl:((( Ama salıvermek yok, ümidimizi kaybetmeyelim, nasıl olsan o bahar buraya gelecek:)))))


15 Nisan 2015 Çarşamba

Melekler mini fuarda:)

Gündemden o kadar geri kalıyorum ki, bu postu aslında yaklaşık bir ay önce, sıcağı sıcağına paylaşmam lazımdı:( Neyse geç olsun da güç olmasın:))

İki ay oluyor herhalde instagramda bir davet aldım. Ankara'da Cafemorin'nin sahibi her  ay mini bir fuar düzenliyormuş. Bana da meleklerimle katılır mıyım diye sormuş. Ben de seve seve kabul ettim:)) Hemen fuarda sergilemek üzere melekler yapmaya başladım.

Ayakta duran ve asılabilen meleklerin yanı sıra kalpler ve melek kanatları da hazırladım.









Gelelim o güne;
sabah gayet güzel kalktım, kahvaltı ettik. Zaten tüm hazırlıklarım, paket kağıtlarına kadar tamamdı (Hiçbir işimi son güne bırakmayı sevmem). Çıkmadan mutfağı toparlayayım dedim. 1-2 bulaşık vardı. Yıkayayım da akşama iş kalmasın dedim. Son parça bir tane cam fanus kapak vardı. "Aman dikkat edeyim, elimden düşürüp kırılmasın" derkennnnnn, artık nasıl sıkmışsam çattt diye elimde kırılıverdi. Kan görmeye dayanamam, bakamıyorum ama derin gittiğine eminim. Neyse ki Emre daha evdeydi, dedim "KOŞŞŞ" bu iş dikişlik gibi. Hemen hazırlanıp, yakındaki hastaneye gittik. Nitekim 5 dikişle, sarılı bir serçe parmakla çıktık oradan:((((

Allah'tan sol elimin serçe parmağı olduğu için günlük hayatımı pek zorlamadı. Ama uzun süre sargılı kaldığı için pek bir iş gelmedi elimden:( Daha hala da kesik kapanmış değil, epey derin kesilmiş anlaşılan.

Fuar günü de böyle tatsız bir macera ile başlasa da gene de güzel bir gün oldu. İlgi ve katılım çok güzeldi:) Diğer stanlarda da çok güzel işler vardı. Ama onların fotoğrafını çekmeyi unutmuşum. Eeee can tatlı tabii, elimin derdine düşmüştüm:) 






Artık  o güne ait bir postta yazdığıma göre, biraz hızlanıp arayı kapatmam lazım. Bu arada beklenen bahar geldi gibi. Nisan'ın 15'i oldu. Geçen hafta acayip soğuktu. Ayın 10'un da sabah bir kalktık, bildiğin kış, her yer kar. Ciddi ciddi arabanın üzerinden Ocak ayındaki gibi kar temizledik. O yüzden iki güneş gördük mü bahar geldi mi acaba diye şüphelenir olduk. Amman nazar değmesin son iki gündür hava fena değil:)  


14 Nisan 2015 Salı

Melekler - Vol 2

Melekler diyorduk di mi? Bunlar da asılabilen meleklerim:))






Melekleri yaparken arada bir şeyler de dikiyorum. Hep sevdiğim kalp ve yıldız yanına bi de melek kanadı ekledim bu sefer:))



10 Nisan 2015 Cuma

Kurabiye

Meleklere tatlı bir ara:))

Oki artık ikindi vakti evde olduğundan dolayı, O'na mümkün olduğunca ev yapımı bir şeyler yapıyorum. Neyse ki yaptıklarımı çoğu zaman severek yiyor. Aslında ailecek seviyoruz:)) 




Ama şu kurabiye hamurunu pürüzsüz şekilde yapmayı bir türlü beceremiyorum. Püf noktası nedir a dostlar?


Tarifi internette ararken buldum, sanırım Oktay Usta tarifi idi.

malzemeler;
2,5 su bardağı un
1 su bardağı pudra şekeri
2 adet yumurta
1 paket margarin
1 paket kabartma tozu
1 paket vaniya






Un eleniyor, vanilya, pudra şekeri, kabartma tozu ilave ediliyor, harmanlanıyor.
Sonra, unun ortasını açarak margarin (oda sıcaklığında) ve yumurta yoğuruluyor.
Yağ eriyince, un karışımı yavaş yavaş eklenerek kulak memesi kıvamına getiriliyor. 150 derece ısıtılmış fırında, pişiriliyor.

Ben, çay poşeti şeklinde hazırladığım kurabiyeleri piştikten sonra benmari usulü erittiğim çikolataya bandırdım. Fikir tabii ki pinterest:))





Bakalım Oki bu kurabiyeleri beğenecek mi???









8 Nisan 2015 Çarşamba

Melekler - Vol 1

Melekler, meleklerim:)) 

Ahşap boyamayı hep sevdim. Beni takip edenler bilir, şimdiye kadar bir çok obje boyamışımdır. Kutular, tepsiler, çerçeveler vs. 

Ahşap boyama ile ilgilenenler de bilir, piyasada çok çeşitli ürün var ve artık ulaşmak da çok kolay. Ama ben hep kendime ait, benim tasarımım olan bir objem olsun, sadece ben boyayayım (burada işin içine biraz megalomanlık giriyor) istedim. 

Sonra düşündüm 'ben ne severim?' 'beni ne mutlu ediyor?' 'neyi görünce hoşuma gidiyor?' derken melekler geldi aklıma. Hep sevmişimdir melekleri:) Her gördüğüm yerden alırım. Neyse işte aklıma düştü bir kere melekler:) kendime bir melek çizsem ve o benim meleğim olsa dedim. İşte bu meleklerde ilk olarak Kasım 2013'de böyle ortaya çıktı:)

O zamandan beri bu melekler benim:))) https://instagram.com/lolipudan profilimde satışa çıkardığımdan beri çok da rağbet görmeye başladı. Şimdi artık yavaş yavaş 'lolipu'nun melekleri' melek sever sahiplerini buluyor:))













Bu arada 1-2-3 post melek bombardımanı olacak, uyarmadı demeyin:))

Başka neler var neler:))

Related Posts with Thumbnails