Dört gözle bayramı ve dokuz günlük tatili bekledik. Ne çabuk geçti:(((
Çok fena tatil sonrası sendromu yaşıyorum sanırım. Kafamı toparlamakta zorlanıyorum. Fotoğrafları düzenledim ama yazmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum. Konuya pat diye giriyorum o zaman, başka yolu yok:)
Biz tatilin 3-4 gününü geçirmek üzere Gümüş'e, Bekir Baba'nın (kayınpederimin) memleketine gittik. Orada aileden kalan bir evleri var. 10 kardeş olan Bekir Babalar babadan kalan eski ahşap evin yerine yeni bir ev yaptırmışlardı. Senelerdir derler "bi beraber gidelim, bi görün bizim oraları" diye. Bir türlü denk getirememiştik. Bu bayram Bekir Baba, Nurdan Anne, Esra (görümce), Zeynep (yeğen) ve Fatoş Hala hep beraber gittik.
Bahçeyi anlata anlata bitiremezlerdi. Gerçekten öyleymiş. Şimdiye kadar kirazını, eriğini, elmasını vs. çok yedik ama bir yandan dalından toplayıp, bir yandan yemenin zevki bi başkaymış.
Daha hâla erikler vardı mesela ağaçta...
Ayvalar, elmalar...
Tek tük de olsa ceviz bile topladık ağaçtan.
Toplanan cevizler Koca Hala (Oki öyle diyordu:)) tarafından kırdı.
Dayanamadı kalktı pişi yaptı sonra bize. Afiyetle sildik süpürdük hemen:))
Yediklerimizi hazmedebilmek için yürüyüşe çıktık.
Burası eskiden Gümüş Nahiyesi diye geçiyormuş. Yani bucak, ilçe-köy arası bir yerleşim birimi. Daha sonraları nüfusu azalınca, Amasya ilinin bir ilçesi olan Hacıköy ile birleşerek Gümüşhacıköy olan ilçeye bağlı bir yer olmuş.
Günlerimiz neredeyse hep bahçede geçti. Küçücük bir ağaç bile olsa üstü meyve doluydu. Hani diyorlar ya organik tarım diye, işte bu bahçedeki her meyve ağacı organik, yani %100 doğal. 2 senedir meyvelere zarar veriyor diye hiç ilaçlama yapılmıyormuş. Doğal olarak yetişen neyse o.
Elma ağaçlarının dalları yerlere kadar eğilmiş, kimisi yükünü taşıyamamış kırılmış bile. O kadar çok elma vardı ki yerler bile elma doluydu.
Toplaya toplaya, dağıta dağıta bitiremedik bahçedeki elmaları:)
Oki'de ağaçların tepesinden inmedi. Erik, ayva, elma ne varsa topladı:))
O mutlu, biz mutlu:))
Hep beraber, hep mutlu:))
Tabii sadece bahçede geçirmedik tatilimizi. Yakında görülebilecek yerlere de gittik. Mesela Dedekorkut parkı
ve Maden Camii. Eskiden kiliseymiş burası, sonradan minare eklenerek camiiye dönüştürülmüş. Asıl içi çok güzelmiş, ama gittiğimizde ne yazık ki kapalıydı. Biz de bahçesinde dolaştık biraz:)
Bekir Babalar ahşap evin bakımı zor ve çok eski olduğu için yerine tek kat bir ev yaptırmışlar. Eski evden kalan dolap kapıları, kapılar, birkaç eşya ve tabii ki hatıralar.
Perşembe günü Haziran'da kiraz mevsiminde görüşmek üzere ayrıldık Gümüş'ten. Şimdi Haziran'ı iple çekiyoruz:))