5 Eylül 2016 Pazartesi

Tatilin Özeti - 2016 vol.03

Nerede kalmıştık ? Marmaris'ten dönmüştük, yazlık hayatına kaldığımız yerden devam ediyorduk. Bu zamana kadar bol denizli, bol güneşli, yemeli, içmeli, kitap okumalı ve boya yapmalı geçmişti günler. Beliz'leri de Ankara'ya yolcu etmiştik. Sayılı günler sonra Emre gelecekti.

Emre'nin gelişi demek tatilimizin sonuna yaklaşıyoruz demek:( Pazar sabah beklerken sürpriz yaparak cumartesi sabahı bir anda karşımıza çıkıverdi Emre :))))


Tabii o gün bizden mutlusu yoktu:)))




Ama 2- 3 gün daha kalıp artık Ankara'ya dönecektik. Gitmeden iki gün önce annemi Göltürkbükü'nde bir arkadaşına bıraktık. Oralara kadar gitmişken Dibeklihan'a gidelim dedik. 

Dibeklihan Ortakent-Yalıkavak yolunda sergilerin, konserlerin ve çeşitli organizasyonların yapılabileceği kültür ve sanat köyü olarak planlanmış:)) Açık alanda sergilenen eserlerin dışında, çeşitli atölyeler ve dükkanlar, cafe-restoran, meyhane ve her gün 18.00-24.00 saatleri arasında açık hava sinema keyfi yapabileceğiniz bir Film Bar var.  

Biz öğle vakti gittiğimiz için dükkanlar kapalıydı ve etraf boştu. Olsun böyle de güzeldi ve rahat rahat gezdik. Bol bol fotoğraf çektik. Yeri gelmişken söyliyim yaklaşık 700 km. Ankara'dan fotoğraf makinasını taşıdık ama tatil boyunca bir kez bile kullanmadık. Elimizde telefonlar bütün fotileri onlarla çektik. İşin kolayına kaçmak bu olsa gerek:D

Şimdi Dibeklihan fotileri:)))














Ne kadar güzel bir yer olduğunu sanırım fotoğraflarla anlatabilmişimdir:))

Oradan ayrıldıktan sonra Yalıkavak'a geçtik. Biraz gezip,dolandık evimize geri döndük.



Güzel bir tatil geçirmiştik ve iki gün sonra Ankara'ya dönecektik.

1 Eylül 2016 Perşembe

Tatilin Özeti - 2016 vol.02

Şimdi tatil uzun dedim, yazlığın tadını doyasıya çıkardım dedim. Ama bir süre sonra günler rutine girmeye başlıyor. Sabah kalkıyorsun, kahvaltı, sağ solu toparla, denize in, gir çık, akşam üzeri eve dön, yemek hazırla, yemek ye, sofrayı topla, sohbet muhabbet. Her gün bir diğerinin aynısı olmaya başlıyor. 

Bu rutini annemin Marmaris'e gitmesi gerekince bozduk. Atladık arabaya annem, Oki, ben 2-2,5 saat sonra Marmaris'deydik:)) 


Yolda giderken meşhur 'Okaliptuslu Yol'da durduk. Buraya 'Aşıklar Yolu' da denir. Hatırlıyorum daha küçükken bu yol trafiğe açıktı. Şimdi trafiğe kapalı, yanından geçip gidiliyor. Eskiden nasıl o arabalar, otobüsler geçiyormuş bu yoldan şaşırıyorum. Öyle güzel bir atmosferi var ki :))) Durmadan geçip gidemezdim. 





Gittiğimiz gün öğlen annemin işi hallolunca sonrası bize kaldı:))) Akşam üzeri hemen Netsel marina'ya gittik. Marina'da, barlar sokağında falan dolandık. Ben eski günleri yad ettim :))







Severim Marmaris'i. Üniversite ve sonrası yaklaşık 10 yılımın yaz tatilleri orada geçti. Yani gençlik yıllarım:))) gecesini gündüzünü doyasıya yaşadım. Son üç yıl önce bir bayramda çocukları alıp gitmiştik Beliz'le. Özlemişim, hasret giderdim biraz:)))

Ertesi gün sıcak mıcak demeden Oki'yi Marmaris Kalesi'ne götürdüm. Yavrum sıcağın alnında söylene söylene de olsa gezdi benimle:)))






Sıcaktan bayılmış bir Oki ve gezmekten mutlu bir ben:)))


Ve kale dönüşü gözümüze takılanlar,





 Eeee Marmaris'e kadar gelip de, İçmelere karşı bir çay içmeden gidemezdik değil mi?



Ertesi gün kahvaltımızı yapıp yola çıktık. İlk mola Sedir Adası yolu üzerindeki 'Çınar Restaurant' oldu. Burası saklı bir cennet adeta. Kahvaltısı da çok iyidir, yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ederim:)


Biz kahvelerimizi içip kalktık. Çünkü asıl yol üzerinde gitmek istediğim başka bir yer vardı. Oraya bir an önce gitmek istiyordum. Marmaris Muğla yolu arasındaki Akyaka. 



Muğla'nın Ula ilçesine bağlı olan Akyaka, Mimar Nail Çakırhan'ın geleneksel Muğla mimarisine sadık kalarak inşa ettiği 'Çakırhan Evi' sayesinde 1983 yılında Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü'nü almış. Doğaya uyumlu, ahşap, cumbalı ve iki katlı evler böylece Akyaka'nın kendine özgü mimarisini ortaya çıkarmış. 2016 da 'Yavaş Şehir' (Cittaslow) unvanını alan Akyaka, Gökova Körfezinde görülmeye değer bir belde. Yazın devamlı esen termal rüzgarlardan dolayı kitesurf (uçurtma kayağı) için de çok uygun. 2 kilometrelik Azmak Çayı'nda tekne turu yapmak da mümkün. Azmak Çayı'na 'Kadın Azmağı'da deniliyormuş. Nedeni ise eskiden köylerde su olmadığından kadınlar çamaşırlarını burada yıkarmış. Nehirdeki suyun yüzde 60’ı bol mineralli sodalı su, yüzde 40’ı da kaynak suyuimiş.


Azmak Çayı



Begonviller içinde Akyaka evleri


Ve uçurtma kayağı (kitesurf) yapanlar :)


Akyaka'ya seneler evvel gitmiştim, o zamanlar adı yeni yeni duyulmaya başlamıştı. Yeniden görmek çok güzel oldu:)) Biraz sahilde, biraz merkezde dolaştıktan sonra bir şeyler yemek için oturduk. Bi baktım oturduğumuz yerin karşısında bir kahve dükkanı:))) Durur muyum hiç, yemeğimiz bittikten sonra kahvelerimizi içmek için hemen oraya geçtik.



Bulmuşum cold brew, içmez miyim:))) Bu arada Akyaka'ya gidip de Assos'da bir kahve içmek isterseniz unutmayın 14:30-17:30 siesta zamanı:))



Tatil arası tatil gibi oldu Marmaris bize :))) Üç güne epey şey sığdırdık. Eve döndükten sonra da aynı düzen devam etti. Taa ki Emre gelene kadar. 

Devam edecek:))))



   

Başka neler var neler:))

Related Posts with Thumbnails